Genel

Tarih, Hayvan ve İnsan

5/5 - (2 votes)

Hayvanlar ile İnsanların Tarihe Dayanan İlişkisi

İnsanlar hayvanlar ile olan ilişkisini, barınaktan sahiplendikleri bir kanişi doğalgazlı evinde besleyerek başlatmadı tabi ki. Bu iki türün ilişkisi savaş ve sömürüye dayalı bir ilişkiydi eski çağlarda.

tarımdan önce sadece avcılık vardı

tarımdan önce sadece avcılık vardı

Taş devrinde, tarımcılığında gelişmemiş olması sebebi ile insanlar besin ihtiyaçlarını avcılıkla karşılıyorlardı. İlk çağlarda ufak hayvanları elleriyle insanoğlu, bir süre sonra aletler icat ederek avcılıklarını geliştirdiler. Ateşin de keşfiyle birlikte avlarını çiğ yemekten vazgeçen insanoğlu, artık avladıkları hayvanları pişirerek yiyecek medeniyete geldiler. Sonraki çağda tarımın da keşfiyle insanoğlu artık kendisine daha fazla vakit ayırabilmeye başladı.

tarımda hayvan kullanılmaya başladı

tarımda hayvan kullanılmaya başladı

Dini inançların meydana çıkmasına, tapınakların, yaşanacak şehirlerin inşa edilmeye ve hatta sanatın dahi ortaya çıkmasına sebep olan şey insanların tarımın keşfi ve yaygınlaşmasıyla kendilerine vakit ayırabiliyor olmasıydı. Ektiği tahıllardan besin elde edebilen insanoğlu, tüm gününü avcılık yaparak harcamak yerine medeniyetlerini geliştirmeleri adına vakit kazandılar. Bütün gün avcılık yaparak karınlarını doyurmaya, hayatta kalmaya çalışan bir insan, kendisi ve ailesinin dışında elbette bir hayvan ile iletişim kurmaya çalışmayacaktı. Av silahlarının ve tarımın ortaya çıkmasından sonra insanoğlu, hayvanları da bu amaçları doğrultusunda kullanmaya başladı.

şimdiki köpeklerin insancıl kurtlardan geldiği düşünülmektedir

şimdiki köpeklerin insancıl kurtlardan geldiği düşünülmektedir

Avlanılan hayvanların kemiklerini kendilerine saldıran kurtlara atarak insanların onları oyalamaları, günümüzdeki cins cins köpeklerin evrimleşmesinin temelini atmıştır. Kurtların, karnını doyuran ve kendisine ilgi duyduğunu düşündükleri insanoğlunu dost olarak kabul ettikleri dönemler bunlar. İnsanların da bu ilişkiyi kendi menfaatleri doğrultusunda değerlendirmeyi akıl etmesi çok uzun sürmemiş olacak ki ava giderken kurtları da beraberinde götürmeye başladılar. Eti için avlanacak hayvanı yakalamak veya kurtların gelişmiş koku alma duyularını kullanarak ufak av hayvanlarının yerini bulmak adına insanlar kurtları kullanmışlardır. Karşılığında da avladıkları hayvanlardan tabi kurt arkadaşlarına belirli bir komisyon verip arasını sıcak tutmayı ihmal etmemiş olacaklar ki günümüzde köpekler, insanoğlunun “en samimi dostumuz” dedikleri canlılara dönüşmüşlerdir.

Avlayarak etinden faydalandıkları büyükbaş hayvanların aynı zamanda sütünden faydalanmaya başlayan insanoğlu, bu canlıların fiziksel gücünü değerlendirip tarım işlerinde kullanmaya başladılar. Halen daha günümüzde büyükbaş hayvanlar benzer amaçlarla kullanılmaktadır. Zamanını dolduran, tarlada iş yapamayan hayvanlar çiftleştirilir, doğumu sonrasında da kesilip yenirdi. Bu konuda herhangi bir gelişme, evrimleşme söz konusu değil. Halen daha aynı alışkanlıklar olduğu gibi devam etmekte.

tarihte atlarTarihte, atlar da bu amaçlarla kullanılmıştır. Eti ve sütünden faydalanılan atlar, bazı medeniyetler tarafından binek birer araç olarak değerlendirilmeye başlandı. Bu ilişkiyi henüz keşfedememiş olan diğer medeniyetler gelişim anlamında geride kalırken, atları binek araç olarak kullanmayı akıl edebilen medeniyetler girdikleri neredeyse her savaşı kazanmış, üretim ve lojistik anlamında bir sıfır önde olan atlı medeniyetler ekonomilerini kat kat daha hızlı geliştirmeyi başarmışlardır. Tarihte atlar ile ilgili birçok özlü söz vardır. Bunlardan en çok bilineni ise Kral Richard’ın “Bir ata krallığımı veririm” sözüdür.

Türk medeniyetleri de tarihte atlara büyük önem vermişlerdir. Halen daha günümüze kadar kullanımı süre gelen bu sözü herkes bilecektir; at – avrat – silah. Her şey açık ve net. Eğer atlar olmasaydı günümüzdeki hiçbir şey aynı şekilde olamayacaktı.

Atlar, sadece küresel ekonomiyi değil; aynı zamanda insanların dünya dışı gezegenlerle olan ilişkilerini de etkilemişlerdir. İlk uzay mekiğinin yakıt deposu, kapasitesi kadar yol alabilmiş; dolayısıyla ya çok keşif yapmış ya da az yapabilmiştir. Olumlu veya olumsuz ne şekilde bir etkisi olduğunu söylemek mümkün değil atların bu konuda. Ama şurası bariz ki her şekilde bir etki söz konusu!

Amerika Birleşik Devletleri’nin uzaya yolladığı uzay mekiğinin yakıt tanklarının ölçüleri 4 feet, 8.5 inçtir. (aşağı yukarı 1,5 metre) Uzay mühendisleri bu yakıt tanklarını büyütmeyi arzulamışlar, lakin yapamamışlardır. Sebebi de, bu tanklar fırlatma alanına tren aracılığıyla gitmek mecburiyetindedir ve söz konusu tren rayları dağların arasındaki tünellerden geçmek zorundadır. Tünellerin ebatları ise tren raylarının arasındaki genişlik olan 4 feet 8,5 inçten (yaklaşık 1,5 metre) biraz daha büyüktür. Yani, zamanında tren rayları İngiltere’de bu şekilde üretilmiştir ve Amerika Birleşik Devletleri demiryolları İngiliz göçmenler tarafından yapılmıştır. Tarihteki ilk tren yollarını üretenler eski tramvay rayı üreticileridir ve tramvay raylarının ebatları da tam şekliyle budur.

Yukarıda bahsedilen rakamlar, zamanında at arabalarını üretirken kullanılan ölçülerdir. At arabalarındaki lastikler arasındaki bu ölçü kullanılmış rayların üretiminde. Neden mi? Çünkü, tarihten itibaren İngiliz alanlarından gelen at arabaları bu ölçüyü meydana getirmiştir. At arabaları için farklı bir ölçü kullanılırsa arabaların lastikleri engebeli arazi üstünde tıkanmakta ve kısa zaman içerisinde arızalanmaktadır. İngiltere’deki ilk fazla mesafeli yollar, Roma İmparatorluğu aracılığıyla kendi savaş erleri için yapılmıştır. Roma İmparatorluğu’nun ilk savaşçı at arabaları yan yana gelmiş iki beygirin götürdüğü at arabalarıdır ve iki atın kalçasının genişliği de 4 feet, 8,5 inçtir (aşağı yukarı 1,5 metre).

Sonuç olarak da yerküredeki en teknolojik ulaşım aracının füzelerinin dizaynı bundan 2000 sene evvel yan yana gelen iki atın kalça boyutları sayesinde ortaya çıkmıştır. Bu esası değiştirmek de Ay’a giden, Mars’a gitme ve uzaya yol alma arzusundaki Amerikan uzay gemisi mimarlarının dahi boyunu aşan bir mevzu.

Üzerinde kafa yoruldukça çağımızdaki gelişmeler ve konforumuz, insanlar ile hayvanların ilişkileriyle direkt olarak ilişkilidir. İçtiğimiz sigaradan viskilere, kafamızı koyduğumuz yastıktan kablosuz bilgisayar faresinin piline kadar. Hayatımızdaki her bir teknoloji ve detayın gelişiminde belki de bizden çok birlikte yaşamayı tercih ettiğimiz hayvanların daha fazla emeği vardır. ‘Belki’si fazla dahi olabilir…

Hiç kuşkusuz ki insan beyni, çevresindeki diğer dünya canlılarını domine etmek, eğitmek veya duygusal ilişkiler kurmak anlamında dünyadaki diğer fiziksel canlılardan daha çok gelişmiştir. Ama duygusal bir ilişki kurduğumuzu zanneden hayvanlar ve zorla kendi amaçlarımız doğrultusunda köleleştirdiğimiz hayvanlar olmasaydı medeniyetimizin bu seviyeye gelmesi olanaksızdı.

Tarihteki avcıların birer av köpeği niyetiyle evcilleştirdiği kurtlar, günümüzde cocker gibi sevimli, ufak evcil köpeklere evrimleşmiştir. Bu tür av köpeklerinin kulaklarının büyük olması ve iyi duyuyor olması, burunlarının büyük olması ve çok iyi koku alabiliyor olması doğal seleksiyonla ilgilidir. Avcılık için değerlendirilen kurtlar, duyu yeteneklerini geliştirmiş; bir sonraki nesline DNA’sında bu eğitimden bir parça dahi olsa aktararak evrimleşmişlerdir. Tarihteki insanların avcılık için değerlendirdikleri kurtlar, gene aynı insanların kullandığı diğer av kurtlarıyla çiftleştirilmiştir. Bu da türlerin gelişimi ve değişiminde çok kilit bir rol oynamıştır. Ancak, günümüzde, evimizde beslediğimiz sevimli av köpekleri, avcılık yeteneklerini daha fazla geliştiremediğinden dolayı gene benzer bir şekilde evrimleşecektir hiç kuşkusuz. Gelişmiş duyu yeteneklerini yeteri miktarda değerlendiremeyen köpekler, zaman içerisinde bu yeteneklerine ihtiyaç duymayacak, duyusal ve fiziksel anlamda asırlar içerisinde değişikliklere uğrayacaklardır. Avlanma ve kendi karnını doyurma ihtiyacı olmayan bu hayvanlar muhtemelen git gide daha da insana bağlı canlılar haline gelecek; savunmasız ve narin yapıları git gide daha da savunmasız hale gelecektir.

Evinde beslemek adına alınan her hayvan, yavruları da sevimli olsun diye daha çok çiftleştirilen her minik tavşan benzeri köpek çiftleştirilmeye devam edildiği sürece bu türler daha da yaygınlaşacak, asırlar sonra eğer dünyanın sonu gelmez ise günümüzdeki evcil hayvanların şekliyle asırlar sonra yaşayan insanlar kendi çağlarındaki evcil hayvanları kıyaslayacaklardır. İnternet gibi bir teknolojinin bu denli gelişmiş olması asla silinmeyecek bir tarih yaşıyor olduğumuzun garantisidir.

Yorum Yaz