Hayvancılık

Evcil Irkların Islahı ve Hayvan Yetiştiriciliği

1.3/5 - (23 votes)

İnsanlık en başından bu yana hep sürülerini ıslah etmeye, yani önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda geliştirmeye çalıştılar. Başlangıçta deneyime dayanan evcil hayvanların ıslahı çabası, İkinci Dünya Savaşı’nın ertesinde karakterlerin kalıtsallığma ilişkin kuramsal temeller üzerinde gelişti. Hayvan ırklarının ıslahı, aynı tür içinde ırklar (ırkların veya çaprazlamaların seçilmesi) veya bireyler arasında (ayıklama) kendini gösteren değişkenliklerden yararlanmaya dayanır ve hayvancılık tekniğiyle ilgili bilgileri derleyen, aktaran ve değerlendirenözel araç gereçlerden yararlanır.

Uygulanan ıslah programlarının etki derecesi, bir yandan damızlık hayvanların soylarından gelenlere aktarabileceği özellikler temel alınarak akılcı biçimde seçilmesine, öte yandan ayıklama işleminden geçirilen damızlıkların yerinde kullanımına bağlıdır. Mesela, hayvan yetiştiricilerinin devletin de yardımıyla bizzat gerçekleştirdikleri evcil hayvanları besleme düzeni, son 20-30 yıldır hayvan türlerinin ve hayvansal ürünlerin çoğunda önemli genetik ilerlemeler sağlayan karmaşık yöntemlerin kullanılmasına imkân vermektedir. Bazı bilim dallarındaki son gelişmeler, genetik ıslah programlarının etkisini artırabilecek yeni araç gereçlerin kullanılmasını gündeme getirmiştir. Bu etkililiği korumak ve hayvancıların ve tüketicilerin yeni ihtiyaçlarına cevap vermek için genetik kaynakların sağlıklı biçimde yönetilmesi gerekmektedir.

Sığır ve tavuk ırkları ve Türkiye’nin durumu

Türkiye’de kültürırkı hayvan yetiştirme ve mevcut hayvan ırklarım geliştirme ve ıslah etmeçalışmalarından beklenen sonuçların alındığı söylenemez.

Özellikle süt verimi yüksek inek ırkı yetiştirme alanında çaba gösterilmiş, ama daha çok belli aralıklarla dışarıdan kültürırkı gebe düveler getirip köylülere dağıtmakla yetinilmiştir. Bu hayvanlar yeterli bakımdan yoksun bırakıldığı için de özlenen sonuç alınamamıştır.

Tarım Bakanlığınca yürütülen çalışmaların tek başarılı yönü, sunî tohumlama uygulamasıdır. Bu sayede,özellikle kültürırkı süt inekleri varlığımızda bir gelişme olduğu söylenebilir ama yeterli değildir. Birim hayvan başına verim düzeyi, bu yetersizliğin en açık kanıtıdır.

Türkiye’de sığır mevcudunun yüzde 65-70, koyun mevcudunun yüzde 90-95’i yerliırk hayvanlarından oluşur. 1991’de sağılan inek 6 milyon, gerçekleşen sunî tohumlama sayısı 800 000’dir.

Çaba harcanan tavukçuluk alanında da parlak sonuçlar alındığı söylenemez. Et ve yumurta tavukçuluğunda ıslah yönünde tek yapılan, dış ülkelerden damızlık yumurta ve damızlık civciv ithal etmekten ibarettir.

Yorum Yaz