Köpek Hastalıkları Köpekler

Köpeklerde Genetik Bozukluklar

Rate this post

Köpekler, günümüzde en popüler ve en çok tercih edilen ev hayvanlarıdır. Ancak her canlı gibi Köpekler de çeşitli hastalıklar geçirebilir veya bazı genetik bozukluklar meydana gelebilir. Aşağıda Köpeklerde görülen bazı genetik bozukluklar bulunmaktadır.

ACHALASİA (akalazya) – resesif gen-Özefagus- yemek borusu genişlemesidir. Bozukluk sütten kesme döneminde kusma ile başlar.
ANKY LOSİS (ankiloz) – genetik oluşu kuşkulu- Kuyruk veya omurgadaki omurların birleşmesine bağlı olarak hareket kabiliyetinin sınırlanması .
BİLATERAL KATARAKT (çift taraflı katarakt) – dominant gen – Genellikle iki yaşından sonra her iki gözdeki lensin opaklaşması ve görüş kaybı.
CALCİUM GOUT (kalsiyum gutu) – genetik olduğu düşünülür – Deride kalsiyum birikmelerine bağlı olarak şişlikler meydana gelmesidir.
CEREBELLAR HİPOPLASİ (beynin büyümesi) – genetik olduğu düşünülür – Yavru 12 haftalık olunca ortaya cıkan anormal yürüyüş ve kontrol kaybı .
CHRONİK PANKREATİTİS ( kronik pankreas hastalığı) – genetik olduğu düşünülüyor – Kronik kilo kaybı ile seyreden , yağ ve proteinlerin sindiriminde rol oynayan enzimlerin bulunmaması durumudur.
CORNEAL DERMOİD CYST ( kornea dermoid kisti) – genetik olduğu düşünülür – Gözün kornea adı verilen bölümünde doğmasal kist oluşumu .
CRYPTORCHİDİSM ( kriptorşidizim-gizli testis) – genetik olduğu düşünülür – Testislerin skrotum adı verilen kesede olmama durumudur. Testislerin fötal dönemdeki farklılaşması Y kromozomu tarafından kontrol edilir. Farklılaşma olup da gonadlardan testisler meydana gelince bunlar bulunmaları gereken yerlere giderler. Doğum esnasında testisler , genellikle karın içerisindedir. Doğumdan sonra 10 gün içerisinde inguinal kanala iner ve yavru 10-14 gün olduğunda da skrotum içerisine yerleşmiş olurlar. 6 haftalıktan önce testisleri elle hissetmek zor olabilir. Fakat bu süreden sonra rahatça hissedilebilirler.
Yavru 6-8 haftalık olmasına karşın testislerden bir veya ikisinin skrotumda olmaması kriptorşidizim olarak adlandırılır.
Tedavi için 16 haftalıktan önce yapılan hormon uygulamalarından daha başarılı sonuç alınır. Testisin inguinal kanalda ,inguinal kanalın da açık olması gerekir.
Her iki testisin de karın boşluğunda olması halinde köpek kısırdır. Kriptorşidizim bulunan köpekler daha agresiftirler ve bunlarda testis tümörü oluşma eğilimi daha yüksektir. Bu yüzden en geç 4 yaşında , karın boşluğundaki testis cerrahi yolla çıkarılmalıdır.
CYSTİNURİA (sistinuri) – resesif gen – Sadece erkeklerde görülür. İdrarda yüksek miktarda bulunan sistin maddesi taş oluşumuna neden olur.
DEGENERATİVE MYELOPTHY (dejeneratif miyelopati) – genetik olup olmadığı bilinmemektedir – Hareketle ilgili sinirlerin kılıflarının dejeneratif bozukluğudur. Bu durum Alman Çoban Köpeklerinde göreceli olarak yaygındır. Genç köpeklerde ortaya çıkabilmesine karşın genellikle orta yaştan itibaren görülür. Arka bacaklarda zayıflıkla başlar , zamanla dejenerasyon meydana gelir. En sonunda yemek borusunun alt kısımlarına ilişkin zayıflıklar meydana gelir ki ; tam yutmaya engel olur ve tekrarlayan zatürrelerin oluşmasına sebep olur. Her ne kadar başlangıçta kalça displazisini andırırsa da gerçekte kalça ekleminden ziyade spinal kordun dejenerasyonudur.
DİABETUS MELLİTUS (şeker hastalığı) – resesif gen- Sindirim sisteminde sindirim işlemleri sırasında , gıdalar vücudun kullanabileceği parçalara ayrılır. Karbonhidratlar şekerlere parçalanır ki , bunların en önemlisi glikozdur. Glikoz ,enerjinin kaynağıdır. Bağırsaklardan kana geçen glikozun , gereksinilenden fazlası karaciğerde glikojene çevrilerek depolanır. Bir kısımda hücreler tarafından enerji olarak kullanılır. Ancak glikozun kullanılabilmesi için pankreas tarafından üretilen insüline gereksinim vardır. İnsülin eksikliği ile karakterize bu duruma şeker hastalığı denir ve bunun sonucunda kanda normalden fazla glikoz bulunur.
Hastalık 2-6 aylıken ortaya çıkar. Çok su içip çok işeme ile karakterizedir.
DİSTCHİAZİS (dişiasis) – genetik olduğu düşünülür- Kirpiklerin iki sıra halinde bulunması durumudur. Kornea ve konjuktivanın sürekli irkiltilmesi sonucu ; göz yaşı akıntısı , kornea yaraları gibi olaylara neden olur. Fazla kirpikler, operasyonla veya epilasyonla alınmalıdır.
ECTASİA (ektazi) – resesif gen – Gözün retina tabakası ve görme sinirlerine ilişkin anormalliklerdir. Görme zayıflığı ve körlüğe neden olur.
ELBOW DYSPLASİA (dirsek displazisi) – dominant gen – Dirsek displazisi ; 4 veya 6 ay arasıda çok ciddi bir topallamanın başlaması ile karakterizedir. Genellikle tek dirseği tutmasına rağmen ara sırada iki dirseği de tutar. Hastalık kısaca ; dirsek ekleminin yaygın olarak gelişen deformitesidir. Dirsek displazisinin 3 farklı tipi vardır. İlgilenenler bize e – posta ile baş vurabilir.
EOSİNOPHİLİC COLİTİS (eozinofilik kolit) – genetik olduğu düşünülür – Kronik ishal nöbetlerinin olmasıdır.
EOSİNOPHİLİC MİYOSİTİS (eozinofilik miyozit) – bilinmiyor – Kasların nükseden (tekrarlayan) akut enflamasyonudur.
EPİLEPSY (sara) –resesif gen- 1-3 yaşlar arasında başlayan ve tekrarlayan beyin orijinli nöbetlerdir. Önce ani başlayan korku ve huzursuzluk dikkati çeker. Daha sonra köşeleri koklama, havayı ısırmaya çalışma gibi garip sayılabilecek davranışlar gözlenir. Diş gıcırdatma , çiğneme , ağızdan köpüklü salya gelmesi , kafanın sallanması ve gözlerde titreme olaya eşlik eden diğer belirtilerdir. Köpek aniden yere yığılır , kafa geriye doğru bükülür , salya akışı ve yüzdeki seğirmeler dikkati çeker. Bilinçsizce idrar kaçırma dışkılama görülebilir.
Epileptik nöbet başladığında onu bir battaniyeye sarmak iyi olur. Bu sırada köpeğe bir şey yutturmaya çalışılmamalıdır. Tedavide antikonvülsan ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar karaciğer hasarı oluşturabileceğinden belirli aralıklarla karaciğer enzimleri kontrol edilmelidir.
HAEMOPHELİA A (hemofili a) – resesif gen – Kanın pıhtılaşmasına yardımcı FAKTÖR 8 eksikliğine bağlı olarak kanamalar meydana gelir , pıhtılaşma yavaş olur.
HİP DYSPLASİA ( hip dispilazi, kalça çıkığı) – poligenik gen – Topallıkla seyreden ve kalça ekleminin ilerleyen deformitesidir. Kalça displazisi , kalça eklemi ve ligamentlerinin gevşemesi ile başlar , asetabulumda sığlaşma , eklemde deformasyon ve femur başında yassılaşma gibi olaylarla devam eder. Kuşaklar boyu kalça displazisi taşımayan ve bu anlamda sertifikası olan anne – babalardan bile kalça displazili yavrular doğabileceği unutulmamalıdır. Kalça displazisinin kalıtsal faktörü tam olarak bilinmediğinden eradikasyonu mümkün olmamıştır. Ancak yine unutulmamalıdır ki kalça displazisi olmayan ve bunun röntgenle doğrulandığı anne – babaların yavrularında problemin ortaya çıkma olasılığı oldukça düşüktür.
Üretimde dikkat edilmesi gereken noktalar ;
• Normal köpeklerin normallerle çiftleştirilmeli
• Normal köpeklerin , normal ataları olanlarla çiftleştirilmeli
• Normal köpeklerle kalça displazisi insidensi düşük yavrularla çiftleştirilmeli
• Düşük oranda kalça displazisine neden olan babaları tercih edin.
Yavrular 6 aylık olunca kalça displazisi konusunda uzmanlaşmış bir klinikte röntgeni çektirilerek hastalığın bulunup bulunmadığı saptanmalıdır.

İNTERVERTEBRAL DİSC DİSEASE ( omurlar arası disk hastalığı ) – genetik olduğu düşünülür – Disk kayması , ağrı , paralizise bağlı olarak bacaklarda güçsüzlük görülür.
MALABSORBTİON SYNDROME ( gıdaların emilme bozukluğu sendromu ) – genetik olduğu düşünülür – sindirilmiş gıdaların emilmelerinin bozulmasına bağlı olarak ölüm derecesinde açlık meydana gelir.
NİTTİTATİC MEMBRANE EVERSİON ( membrana nittikansın kıvrılması ) – resesif gen – Membrana nittikans olarak da bilinen üçüncü göz kapağının kıvrılmasıdır. Korneada tahrişler ve gözde bozukluklara neden olur. Operatif olarak tedavi edilir.
OSTEOCONDRİTİS DESSİCANS ( osteokondritis dessikans ) – genetik olduğu düşünülür- Kısaca OCD olarak isimlendirilen problemde ; omuz ekleminin gelişim bozukluğu mevcuttur. Buna bağlı olarak ağrı ve topallık vardır.
PANNUS – kalıtsal olduğu düşünülür – Bir göz tabakası olan korneanın hastalığıdır. Korneanın üzeri bir zar ile kapatılır. Kan damarları ve çeşitli dokulardan oluşan bu zar kırmızı renklidir. 2 yaşından büyük köpeklerde görülür , körlüğe neden olabilir. Hastalığı kontrol altında tutmak mümkündür , fakat kalıcı ve kesin tedavisi yoktur.
PANOSTEİTİS – kalıtsal olduğu düşünülür – Genellikle 5 ve 12. aylarda görülen ve uzun kemiklerde yoğun bir kemik üretimiyle karakterize bir durumdur. Köpekler , genellikle bu probleme rağmen büyümelerini sürdürürler ancak ağrılı bir durumdur. Panosteitis ; bilinmeyen bir sebeple oluşur ve Alman kurt köpeğinde yaygın bir durumdur. Hastalık anında kemik röntgeni alınacak olursa büyüme plakalarındaki lezyonlar görülecektir. Köpeğin dieti hastalıkta rol oynayabilir. Yüksek proteinli yavru köpek mamaları , yavrunun hızlı büyümesine neden olabilir , bu da yavrunun bu hastalığa tutulmasına neden olabilir , bu da ‘büyüme ağrısı’ şeklinde açıklanır. Bu hastalıkta bacaklarda dolaşan topallık görülür. Örneğin ön bacakta topallık varken , birde bakarsınız topallık arka bacakta. Yavrular büyüdükçe hastalık azalır. İstirahat edilmesi problemin azaltılmasında önemlidir. Ağrı kesiciler , ağrıyı ortadan kaldırıp yavrunun çok oynaması sonucunu doğurabileceğinden sakıncalıdır. Çok oynama sonucunda problem daha da ağırlaşabilir.
PATENT DUCTUS ARTERİOSUS – poligenik – Yavrunun anne karnında gelişimi sürerken ‘fötal dönemde’ aort gelişiminde bozukluk olması durumudur. Kalp seslerinde anormallik ve egzersiz yapmada problemler vardır. Bu problemlerin başında çabuk yorulma gelir.
PERİANAL FİSTULA – genetik olduğu düşünülür – Normal olarak bağırsaklar anüsle dışarıya açılır. Bu durumda anüsün dışında bir kanaldan dışarıya açılma söz konusudur.
PERİFERAL DİSEASE VESTİBULAR – bilinmiyor – Orta kulakta şekillenen doğmasal bozukluktur. Yavru genellikle dengesini kurmakta zorlanır ve kendi etrafında döner veya kafasını geriye yada yana çevirir. Bu köpekler çok nadir olarak iyileşirler ve erişkin olduklarında da kafalarını biraz eğik tutarlar.
RETİNAL ATROPHY – genetik olduğu düşünülür – Retina gözün, göz sinirinin de bulunduğu bir tabakasıdır. Bu tabakada oluşan dejenerasyon önceleri gece körlüğüne daha sonra da tamamen körlüğe neden olur.
SOFT EARS – resesif gen – Alman Çoban Köpekleri doğduklarında düşük kulaklıdırlar. Normal olarak kulaklar , 2. ve 3. aylarda dikleşmeye başlar. Bazı kulakların kasları gelişmeyerek asla dikleşmez. Dik kulağı olmayan köpekler şovlara alınmaz ve düşük kulak , kulak enfeksiyonlarının kolayca çıkmasına neden olur.
VON WİLLEBRAND’S DİSEASE – dominant gen – Mukozalarda kanamalara neden olan bir kan hastalığıdır. Diğer kan hastalıklarından ayırabilmek için klinik testlerin yapılması gerekir. Bu hastalığa sahip anne – babanın yavruları ölür. Bu hastalık otozomal genlerle taşınır ve cinsiyetle ilişkili değildir.

Yorum Yaz