Vampirler masal değildir. Canlı yaratıkların toplardamarlarından emdikleri sıcak kan ile yaşayan gerçek vampir yarasa türleri vardır. Bu canlı yaratıklara insan da dahildir. Bu yarasaların dişleri deriyi kolayca delecek yapıdadır. Mideleri de bilhassa kanı sindirecek tarzda değişime uğramıştır. Esasen kandan başka şeyle beslendikleri bilinmemektedir.
Vampir yarasa’nın kanlı sırrını keşfeden ilk Avrupalı’nm tabiat bilgini Charles Darwin olduğu zannedilir. Aslında, Felix de Azara adında bir İspanyol da, 1302 yılında bu hayvanı Paraguay’da tetkik konusu etmişti. Fakat her ikisinden de önce Avrupa’da kan emen vampirlere dair hikâyeler dilden dile dolaşıyordu. . Bilhassa Balkanlarda ve Transilvanya bölgesinde, vampirlerin, geceleri mezarlarından çıkarak insanların kanını emen ve bu suretle kuvvetlerini tazeleyen ölüler olduğuna inanılırdı.
Bundan ötürü vampir adının kan emen yarasalara da mal edilmesi ve bu türe gerçek vampir yarasa denilmesi normaldir. (Bilimsel adı: Desmodontidae).
GERÇEK VAMPİR
Amerika’nın Meksika ile Brezilya arasındaki bölgelerinde yaşar. Kötü şöhretine rağmen, görünüşü insanda korku uyandırmaz. 7-8 santim uzunluğundaki vücudu donuk gri veya kahverengimsi kısa ve sık tüylü bir kürkle kaplıdır. Birçok yarasaları büsbütün çirkinleştiren yaprak burun, yani burnun üzerindeki çıkıntı onda yoktur, kulakları da ufak ve sivridir.
Gerçek vampir, genellikle bir düzine kadar topluluklar halinde yaşamakta ve mahzenlerin duvarlarındaki deliklerde ve çatlaklarda gündüz uykusunu uyumaktadır. Uzun bacakları, dikey duvarların üzerinde koşmasına ve şaşılacak bir süratle çatlakların içine Büzülmesine elverişlidir. Kanatlarını katladığı zaman, dört ayaklı bir hayvan gibi yürümekte veya kurbağa gibi hoplamaktadır.
Usta bir operatör: Vampirin ısırığı hiç acı vermez. Aslında bu yarasa ısırmaz. Arka dişleri iyi gelişmemiştir. Jilet keskinliğindeki ön dişlerinden, kurbanlarının bir toplardamarını yarmak yoluyda faydalanır. Dâhi operatör bu kesimi o kadar ustalıkla başarır ki, uykusu hafif olan bir kurbanını uyandırmaz dahi.
Vampirler bazen muhtemel kurbanlarının üzerinde uçarken görülürler. Kurbanının vücudunun belli bir yerini sanki yelpazeliyorlardır. Bazı kimseler, yarasa kanatlarının harekete geçirdiği serin havanın, bu yarma işinin acısız oluşunda rolü bulunduğuna inanırlar.
Hastalık tehlikesi: Yarasa, kan içerken, kurbanının üzerinde durur. Sanılanın tersine, kanı emecek yerde, yaradan aktıkça yalar. Kurbanı bu yüzden rahatsızlık duymaz, yarası da çabuk kapanır. Asıl tehlike, bu küçük vampirin kuduz gibi bazı hastalıkların mikroplarını bulaştırmasıdır. Atlar, sığırlar ve insanlar vampirlerin kan emmesi yüzünden büyük zararlara uğramışlardır.
Allahtan, bu yarasalar kalabalık bir aile teşkil etmezler. Topu topu üç türleri vardır.