Memeli

Yarasalar Ne Yer? Nasıl Görür? Nerede Yaşarlar?

yarasa
3.6/5 - (5 votes)

Yarasaların geceleri gözükmesi, kan emdiği rivayet edilmesi, bazılarının çok çirkin olması, insanların bu yaratıklardan korkmasına sebep olmuştur.

Genel olarak başlıca iki çeşit yara­sa vardır: Böcek yiyenler ve meyve yiyenler. İkinci türler, yarasaların daha çok sayıda oldukları ve daha irileştikleri tropikal bölgelerde bulunur. Böcek yiyen­ler meyve yiyenlerden genel olarak daha ufak, fakat daha kalabalıktır­lar.

Büyüklükleri de değişiktir. Çok iri kanat ge­nişliği 1.5 metreyi bulan yarasalar olduğu gibi arı kuşundan büyük olmayan minik yarasalar da vardır.

Yarasaların besini meyvelerle bö­ceklerden ibaret değildir. Et yiyen, balık avlamaya çıkan, gece açan çi­çeklerin özünü çeken yarasalar var­dır.

Vampir yarasalar ise, kuşlarla başka hayvanların toplardamarla­rından çektikleri kanla yaşarlar. Hepsi de su içen hayvanlardır. Düzenli olarak su içerler. Fakat kediler gi­bi durup suyu yalayarak değil, kır­langıçlar gibi suyun yüzeyine doku­narak kanat çırparken su damlacık­larını yutarlar.

DOĞAL RADAR SİSTEMİ

Yarasalar ses dalgalarına karşı anormal derecede hassastırlar. Bu kabiliyetleri, karanlıkta tıpkı gün ışığındaki kuşlar gibi falsosuz uçma­larına imkân verir. İnsanoğlu daha mağaralarda yaşarken, yarasalar doğal bir «radar» sisteminin sahibiydi­ler. Uçar yarasanın ağzı açıktır. Bir yandan kanat çırparken, devamlı olarak, insan kulağının duyamayaca­ğı kadar yüksek frekanslı sesler çıkarırlar. Etraftaki cisimler, bu sürekli ses dalgalarını yarasaya geri yansı­tırlar. Yarasa da hayret verici ses değerlendirme kabiliyetinin sayesin­de, duran, yahut hareket halinde olan bu cisimlerle arasındaki uzaklığı ayarlayabilir.

Bir ansiklopedi yazarı, bir gün Batı Hint Adalarındaki küçük ve karan­lık bir mağarada birkaç yüz baştan müteşekkil bir yarasa kolonisini ra­hatsız etmesi yüzünden enteresan bir duruma şahit olmuştu. Yarasa­ların hepsi derhal havalanarak dört bir yönden kanat çırpmaya başlamış­lardı, fakat hiç biri adama çarpmamıştı. Görünürde karmakarışık olan ve kaynaşma halindeki bu kitlenin gerçekteki düzeni şaşılacak şeydi. Bundan da anlaşıldığına göre, her yarasa kendi çıkardığı sesleri tanıya­biliyor ve bunları başkasınınkilerle karıştırmıyordu.

BURUNLARININ ÜZERİNDEKİ GARİP ÇIKINTI

«Yaprak burunlu yarasa» denilen bazı yarasaların burun ile dudakla­rının üzerinde deri ve kastan yapıl­ma bir çıkıntı vardır. Bu çıkıntı, çe­şitli türlerde birbirinden farklıdır. Bazı yarasa türlerinde bu çıkıntı he­men hemen belirsizken, bazılarında uzun ve mızrak biçiminde olup burunlarının tam ucunda dikey ola­rak yukarı sivrilir.

Bu çıkıntının rolü iyice anlaşıla­mamıştır. Belki de uçan böceklerin sebep oldukları hava titreşimlerini alan bir nevi anten vazifesi görür. En çok meyve yiyenlerle bazı böcekçil türlerde çok gelişmiş durumdadır. Yarasalardan çoğunun, ayrıca kulak deliğinin önünde yerleşmiş mızrak biçiminde bir kanatları vardır. Bunun da yarasaların sesle­ri tanımasına yardım ettiği sanıl­maktadır.

YARASALAR NEREDE YAŞAR?

Yarasalar yuva kurmaya girişmez­ler bile. Genel olarak belli bir tünek yerleri vardır. Burası ise, bir mağa­ra, kayaların arasındaki bir oyuk, bir ağaç kovuğu, yahut gölgeli bir ağaç dibi, karanlık veya loş bir kö­şedir. Evlerden de bu bakımdan fay­dalanmaktan çekinmezler. Yalnız Tropikal Amerika’da palmiye yap­raklarının yanlarını katlayarak kü­çük bir çadır yapan bir yarasa var­dır. Yarasalar ayaklarıyla bir yere tutunarak baş aşağı uyurlar.

Bu hayvanların hareket halinde oldukları zaman gece saatleridir. Fa­kat yarasaların gün ışığında bir şey görmedikleri doğru değildir. Ansiklopedi yazarı, bir öğle vakti bir ağa­cın gövdesine tutunmuş olan bir «Kenya yarasası» nı yakalamaya ça­lışmış , fakat hayvan gövdenin etra­fında kâh yavaş, kâh hızlı dolanarak, yazarın onu yakalamak için giriştiği manevraları neticesiz bırakmıştı

YARASALAR ARASINDA AİLE HAYATI

Genel olarak memeliler, çiftleşme mev­siminde bir flört devresi geçirirler. Toplu yaşayan hayvanlarda ise, er­kek genellikle etrafına, dişilerden oluşan bir harem toplar. Fakat ya­rasalarda böyle bir durum söz konusu değildir. Tabiat bilginlerinin gözlemleri, bu garip hayvanların arasında çiftlerin inzivaya çekilmediklerini, erkeklerin de harem sahibi olmadıklarını göster­miştir. Yarasalarda serbest aşk hâ­kimdir. Her iki cinsin de birkaç eşi olabilir.

Yarasaların çoğu yılda yalnız bir kere çiftleşirler. Tropikal ülkelerde bu çiftleşme ilkbahar başlarında ise de, ağustos ve eylülde çiftleşenler de vardır. Bu sonuncular belki de yılda iki kere yavrularlar. Ilımlı kuşaklarda çiftleşme mevsimi son­baharda ise de, embriyon ilkbahar­dan evvel gelişmez.

ANNELER VE YAVRULARI

Anne yarasa genellikle bir tek yavru dünyaya getirir, fakat ikiz do­ğuran tek tük birkaç tür de vardır. Göç eden yarasaların bir, ikisi de dört kadar yavru yavrulayabilir. Dişi kolonilerinin üyeleri yavrularını aşa­ğı yukarı aynı zamanda, çiftleşme­den 110 gün sonra dünyaya getirir­ler.

Yavru yarasalar minik, çıplak ve kör iseler de, vücutları ve kanatları hemen hemen gelişmiş durumdadır. Yavru gözlerini beş ilâ dokuz gün­lükken açar. Hayata gözlerini açtığı andan itibaren uçmanın ne demek olduğunu bilir. Annesi ilk on üç gün süresince onu her gittiği yere taşır. Baş aşağı tünediği zaman, yavru da onun memesine asılır anne ise ka­natlarını ona destek yapar.

Dişi yarasa şefkatli bir annedir. Bir anne yarasanın yavrusuna olan sevgisine misal olarak aşağıdaki hikâye anlatılmaktadır:

«Bir erkek çocuk bir yavru yara­sa yakalamış ve onu evine götürmüş­tü. Aynı gün akşama doğru yarasa­sını elinde tutarak müzeye gidiyordu. Minik hayvanı yakaladığı yerden geçtiği sırada, birdenbire anne yara­sa belirdi ve çocuğun etrafında dört dönmeye başladı. Sonunda oğlanın göğsüne kondu. Böylece hem anne, hem de annesine yapışan yavru, ço­cukla birlikte müzeye gittiler.»

Yarasaların ana şefkatinden bah­seden buna benzer daha bir sürü hi­kâye vardır.

İki haftalık olan yavru yarasa, an­nesi tarafından her yere taşınmaya­cak kadar ağırlaşmış olur. Artık baş aşağı asılı olarak bırakılabilir. Ara­dan birkaç gün geçmeden yavru ya­rasa, hayatta kalabilmek için bilme­si gereken bütün numaraları ve uçuş manevralarını öğrenmiş olarak havalanır.

Yorum Yaz